Bu önemli buluş Djehuty projesi araştırmacıları tarafından, İspanyol Csic (superior council of scientific) öncülüğünde araştırılmakta ve kazılar da Luxor’da (El-Aksur) yani antik Thebes’te Dra Abu el-Naga mezarlığının kuzeyinde gerçekleşmekte.
Lahit, milattan önce 17. yüzyılda bu hanedanlığın, Thebes krallığın başkenti olduğunda gelecek imparatorluğa katkıda bulunduğunu ve hanedanlığın Suriye, Filistin ve Nubia üzerindeki egemenlikte payı olduğunu gösteriyor.
Neb’in mumyası mezara benzeyen bir odada, 4 metre derinlikte bir kayanın içinde bulundu. Lahit 2 metre uzunluğunda ve yarım metre genişliğinde; sağlam durumda ve orijinal süsleme renklerinde.
Csic araştırmacısı Jose' Manuel Galan’ın söylediğine göre üzeri tamamen süslemeyle kaplı ve gömüldüğü zamandan beri hiç açılmamış. Mezar odası ayrıca tahtadan “rishi” tarzıyla bezenmiş bir lahit daha içeriyor. Rishi Arapça’da “ali” anlamında ve bu hanedanın karakteristik özelliği. Bu yüzden tabuta çift taraflı yayılmış kanatlar resmedilmiş ve sanki kanatlı bir tanrıça ölü adama sarılıyor ve onun yaşamdan sonra korunmasını sağlıyor.
Araştırmacı Galan, bu tarz lahitlerin az ve henüz Mısır birleşmeden önceki kısa bir dönemde kullanıldığını vurguluyor. Ayrıca buna benzer birkaç parça orjinal yerlerinde bulundu ve buluntu biçimine göre belgelendi. Tabutun en üst kısmında bulunan yazıda Neb’e sunulmuş bir dua da bulunuyor. Neb’in mumyası hala tabutun içinde ve görüşüne göre iyi bir durumda.
16 ispanyol ve 4 yabancı uzmanın yaptığı kazılar ve bu buluş, milattan önce 1600’de Dra Abu el-Naga’da kraliyet ailesinin ve kraliyet mensuplarının bulunduklarını doğruluyor. Bu tarih, Mısır İmparatorluğunun kökeninin, Thebes’teki yapının ve kullanılan ilkelerin anlaşılması için anahtar bir dönem.
17 Şubat 2014
Kaynak: ansamed.info
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder